11 Aralık 2009 Cuma

başlarken...


her zaman yeni şeylere merhaba demez insan, çünkü hayat bazen "tekerrürden ibaret tarih"in birbirine benzeyen sayfalarında dejavular yaşamaktan ibarettir. bazen tekrarı hoş olan, bazense gelmesi hiç beklenmeyen şeylerle... ama her zaman farklı birşeyler vardır aslında, adımlar, yürünen yol, yerdeki su birkintileri, pantolonun paçasındaki çamur izleri, yolun iki yanında uzanan ağaçlar, hatta gökteki bulutlara kadar aynıdır belki hayat, ama değişen bir şeyler vardır illaki... hiç bişey değişmesede yüzünüzdeki çizgilere bir kaçtane daha eklenmiştir, siz isteseniz de istemeseniz de...vücudunuz daha da yaklaşmıştır toprağa, bilmem kaç milyar tane şehit vermiştir hücreleriniz, sizin bile farkında olmadan atlattığınız hastalıkalrınızla giriştikleri savaşlarda...ama hayat hep aynı gelmektedir. yerdeki su birikintisinde hep aynı yüzü görürsünüz, çünkü o yüzü hergün görmektesinizdir ve son görüşünüden sonra en fazla 24 saat geçmiştir ve 24 saat birşeylerin değişmesi için sizce küçük bir zaman dilimidir ve son hatırladığınız yüzünüzle bu günkü arasında bir fark görmediğiniz için hayat size aynı gelir. hergün aynı yolları elinizdeki aynı çanta, sırtınızdaki aynı siyah parka, belki dudağınızdaki aynı sigara ve dumanı yine aynı şarkıyla üfürerek geçtiğiniz yollardan her gün aynı şeyleri düşünerek geçer, hergünün birbirine benzemesinden yakınırsınız. ama dünkü siz bugün siz değildir...herşey aslında sıcak bir taze simit kadar taze ve yenidir ama siz herşeyi sizin kendiniz için istediğiniz "hep aynı kalma" penceresinden baktığınız için değişmemiş görürsünüz. dün istasyon caddesinde kırmızı ışıkta beklerken pervasızca yanınızdan geçerken sizi ıslatan o kırmızı spor arabadaki gençler ettiğiniz onca bedduanın ardında yaşamıyor olabilir mesela. ama siz farkında olmazsınız. çünkü değişimi siz istemezsiniz, çünkü insan için değişim ölüme biraz daha yaklaşmaktan başka birşey değildir.

oysa her sabah kendindeki değişime merhaba demeli insan, yaşayacağı günün kendisini en güzel görebileceği, ömrünün geri kalanın en genç yaşında olduğunu bilerek yürümeli, attığı adımların bir daha bu kadar genç adımlayamacağını bilerek adımlamalı dökülen yaprakların yüzüştüğü su birikintilerini...çünkü yollar yürümekle bitmez, ama yıllar yürümekle biter...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder